"Hüseyin annesinin elini öptü. Zavallı, ciğerparesini bir daha kokladı. Dedi ki: “Hüseyin.. dayın Şıpka’da, baban Dömeke’de, ağaların da sekiz ay evvel Çanakkale’de yatıyorlar. Bak, son yongam sensin. Minareden ezan sesi kesilecekse.. camiinin kandilleri körlenecekse sütlerim haram olsun.. Öl de köye dönme. Yolun Şıpka’ya uğrarsa dayının ruhuna fatiha okumayı unutma. Haydi oğul Allah yolunu açık etsin.”
Evet o gün annesi Hüseyin'ini çanakkaleye böyle uğurlamıştı.
O günün şartları bunu gerektiriyordu. Peki ya şimdi şartlar ne?
Şimdi silahlar gerekmiyor,kaba kuvvet yok, kavga yok. Şimdi Çanakkale'nin günümüze vasiyeti; gönüllere sevgiyle girmektir.Zira medenilere galebe ikna iledir. Kaba kuvvetle insanları yönlendiremezsiniz. süper güç bile olsanız kan döktüğünüz yollardan, işgallerinizden eli boş dönersiniz. Ama mantık, muhakeme ve evrensel insani değerlerle giderseniz, gönüllere sultan olmanız kaçınılmazdır.
öyleyse başkalarına iyi örnek teşkil etmek, gönüllere sevgiyle girmek bugünki vazifemizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder